Mademki bir köleyim
O halde vakitsizce geçirdiğim
Tüm zehirli düşüncelerden sıyrılıp
Bilinçsiz olmalı
Madem ki meyhane
Hasretliklerin artık
Geçmemek icap eder akşamı
Hayalini düşünerek baktığım
gökyüzü, benim.
Madem ki düşünmüyorum
Neden sessizlikte hep aynı ses
Hep o eski çağrının yankısı

Mademki kurtulmuştur artık
Halep Hama ve Şam
O halde çıkarın Suriye’yi hutbelerden ve dualardan!
Sarraflar kağıt toplasın, tüccarlar geri alsın Farah mahallesini

Kış günleri
Bahara dem çekerken
Kimi meyhaneye
Kimi meşrebine sığınsın.

Madem ki kelebek yok, kelebek kayıp
Kendime bir çiçek
Belki bir renk bulmak için
Bu bahçenin bir ismi olmalı
Madem ki dereler kurudu
O zaman bulutlansın göz bebeklerim
Kendi kendine soymak
İçimden dağlara bir yol, gökyüzüne bir sevgi doğurmak

Madem öyle uğramam sabaha
Dilinle mühürlerim
Gönlümün sonsuza akan zamanını
Ağır aksak sözlerine bir şuur ekle
Madem ki kelimeler sınırsız
Gün battı
Düne doğdu güneş ne çıkar
Ne diye geçeyim
Kendime duracakken
Başka bir otağın önünden

Mademki düşünmüyorum artık
Yitirdim renklerimi
Yağmura doldu
Mevsimin kül rengi caddeleri

Geçip gitmek bu kadar zorken
Sahi, düşünmüyor muyum artık
Şam’ı Haleb’i
Aksa’da bekleyen kelebeği